BÖLÜM 3 SOĞUK BODRUM KATINDA SAATLER Adam genç kızın kendinden geçtiğini görünce dudakları yukarıya doğru kıvrıldı , sonunda yeni oyuncağıyla oynayabilecekti .Ellerini genç kızın kan kırmızısı saçlarına götürdü ve yavaşça saçlarını okşadı .Nasılsa bu renk hem onu sakinleştiriyor hem de kendisinden geçmesine sebep oluyordu ,bakışlarını kızın her yerinde gezdirmeye başladı .En sonunda bakışlar tekrar genç kızın saçlarına takıldı ve bir anda kendinden geçerek adam kızın saçlarını kavrayarak kızı yerde sürüklemeye başladı . Genç kızın bedeni etraftaki eşyalara çarpıyor ve korkunç sesler çıkarıyordu . Bu seslerin adamın pek de umurunda olduğu söylenemezdi , onun tek istediği oyundu .Bu öyle bir oyundu ki oyunu kaybettiğinde bedelini canın ile ödüyordun , oyunun kuralı ise basitti efendine itaat etmek ve dayanıklı olmak . Adam bodrum katına inen merdivenlerin başına geldiğinde genç kızı yerden kaldırmaya hiç tenezzül etmeden kızı sürüklemeye devam etti ve bodrum katına indiğinde genç kızı bir köşeye fırlattı . Genç adam ellerinde kalan kızın saçlarını yavaşça burnuna götürerek kokladı ve kendinden geçmiş gibi başını arkaya doğru atarak yüksek bir kahkaha attı , her şey tam istediği gibi gidiyordu .
Madem efendisi oyun istiyordu oynanacaktı o oyun ama Deryanın kurallarıyla . Bu sefer sert taşa çarptığının farkına varması gerekiyordu o manyak adamın . Bu aptal banyoda oldukça zaman kaybetmiştim , artık çıkma vaktim gelmişti .Ben kimlerle uğraşmıştım bu manyakla mı baş edemeyecektim , kendimi asla kurban etmeyecektim (ama olmadı.).Hızlıca banyodan çıkıp giyindim ve güvenlik amaçlı evdeki bütün pencereleri sıkıca kapatıp kapımı defalarca kilitledim ve arkasındaki kilitleri kapattım . Bu evden önemli bir şeyler olmadıkça dışarıya çıkmayacaktım . Masanın üstündeki laptopu kapıp yatağıma oturdum ve dosyalarımı karıştırmaya başladım . İlgilendiğim dava dosyalarının kopyalarını her zaman bilgisayarımda bulundururum , bu durum ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu tartışılacak bir konu .O yüzden buraya fazla takılmayalım.Bu olay gibi benzer olayların olduğu davalar var mı diye bir yandan kontrol ederken bir yandan da işime yarayabilecek bilgiler var mı diye bakıyordum .Dosyaları karıştırıyordum ama pek bir şey bulabildiğim söylenemezdi ,sadece ufak birkaç şey bulabilmiştim . Onlarında işime yarayıp yaramayacağından emin değildim ve saatlerimi harcamıştım .Şimdi ne yapmam gerekiyordu tam olarak bilmiyordum ,internetteki haberleri de mi incelesemiydim diye düşünürken bir şeyi atladığımı fark ettim. Aradaki bazı dosyaları atlamıştım, en baştan dosyaları teker teker tekrardan incelemeye başladım ve 1100 numaralı dosyada durdum . 1100 numaralı dosya birbiriyle benzer kayıp vakalarıyla ilgiliydi ve bu dosyada ölü olarak bulunan kızın ismi de vardı , İrem . Bu dosyada bunu görünce istemsizce sevindim ,sonunda o adama dair herhangi bir bilgi bulma şansım artmıştı . Kim olduğunu eninde sonunda öğrenecek ve adaletin yerini bulmasını sağlayacaktım . O kadınlar huzur içinde uyuyacaklardı ve ailelerinin birazda olsa acılarına su serpilecekti . Bu düşünceler beni bir yandan hırslandırıyor bir yandan da sevindiriyordu . Muhakkak bunu başarmalıydım ve onun kim olduğunu öğrenmeliydim ( Keşke hiç öğrenmeseydim.) . Dosyadaki kayıp vakalarını incelemeye başladım ve şunu fark ettim kayıp kızların bazıları ölü olarak bulunmuş bazılarından ise hiçbir haber yok . Dosyada kayıp olarak işlenen toplam 8 vaka var ve bunların hepsi 18-30 yaş aralığındaki kadınlardı . Ortak birkaç özellikleri dışında olayları birbirlerine bağlayan pek bir şey yoktu . Bu özelliklerde yaş aralıkları , saç renkleri ve ölü olarak bulunan kayıpların bedenlerindeki bıçak izleri , etrafındaki mumlar ve güllerdi . Benim bu kadınlarla olan tek ortak özelliğim ise yaş aralığımdı , beni neden seçmişti ki ?
3 Bölümün ilk kısmıdır , umarım beğenirsiniz . Görüşlerinizi bekliyorum , iyi okumalar :)
|