Romanlar

Şeytanın Çekirdeği
Okunma: 1378
Mustafa Nart Pektaş - Mesaj Gönder


   Unuturdu. Evlerinin terasına çıkıp babasıyla ektiği asmanın çardağında otururken, hele bir de sigarasını yaktıysa herşeyi unuturdu.
   Gözleri kapalı sigarasını içerken ateşin sıcaklığını parmaklarında hissedince gözlerini araladı. Sigarası bitmişti. Hayal dünyasındaki seyahati de.Terastan evlerinin önündeki yola doğru baktığında Serap’ı gördü. Elinde poşetler vardı, alış verişten geliyor olmalıydı.Annesi yine kimbilir neler sipariş etmişti. Kalbi yine her görüşünde olduğu gibi ritmini arttırmıştı sevdiğini gördüğünde. Serap gözden kaybolunca elindeki izmariti, terası çevreleyen ve beline kadar yükselen duvarın üstünde söndürüp, evlerinin yanındaki boş arsaya fırlattı. Aşağı indiğinde annesi yaklaşan akşam yemeği vakti için mutfakta yemek yapıyordu.
   ”Anne ben dışarı çıkıyorum.”
   “Tamam oğlum,yemek vaktinde evde ol.”
   Paltosunu giydi ve dışarı çıktı. Aylak aylak çarşıya doğru yürümeye başladı.Elini cebine attı, sonra diğerine, sonra diğerine. Telefonunu evde unuttuğunu farketti. Evlerinin olduğu sokaktan çıkmamıştı henüz. Geri dönüp zile bastı.
   “Kim o!”
   “Aç anne.”
   (Kapı otomatiği sesi) “Birşey unutmasan şaşırırdım zaten.”
   “Anne telefonu verirmisin ayakkabılarımı çıkarttırma şimdi.”
   İkinci kata çıkan merdivenlerin  ilk basamağına oturup, annesi telefonunu getirirken, çözülmüş ayakkabı bağcığını bağladı. Alt kat da kendilerine aitti ancak evden son ayrılan kiracıları yaklaşık iki ay önce boşaltmıştı evi ve babası şimdilik evi kimseye kiraya vermek istemiyordu.
Annesi Koray’ın uzanabileceği yere kadar merdivenlerden inip, “Al oğlum” diyerek telefonu uzatıp “Yarım saat sonra baban gelecek. Nereye gidiyorsun şimdi?” dedi.
   Telefonu cebine koyarken “Biraz hava alıp gelirim anne. Yemeğe yetişirim merak etme.”dedi.
   “Peki oğlum.”
   “Hadi ben çıktım.”
   Yolda bir arkadaşına telefonundan mesaj gönderdi.
   “Ben postanenin oradayım. Gel de akşam ne yapacağımızı detaylı konuşalım.”
   Postanenin önündeki banklardan birine oturup arkadaşını beklemeye başladı.Paltosunun cebinden sigara paketini ve çakmağını çıkartıp sigarasını yakarken mesaj sesi geldi.
   “Tamam beş dakika içinde geliyorum bekle orada.”                        
   Tanıdık birisi geçerse içtiğini görmesin diye, dumanı çektikten sonra, işaret ve orta parmağının arasından avcunun içine doğru tutuyordu sigarayı. Nüfusu onbini geçmeyen küçük bir ilçeydi burası. Herkes birbiriyle samimi olmasa da, sima olarak çoğu tanışıktı diğer ilçe sakinleriyle.
   Yolun karşısındaki dar sokaktan çıkmış geliyordu arkadaşı. Sigarasını yere atıp üstüne basarak söndürdü. Elini kaldırıp selamladı Resul’ü.
   “Selam Kanka ne haber?”
   “İyidir kanka. Sen nasılsın?”
   “Aynı değişen birşey yok.Akşam ne yapıyoruz?”
   “Orhanlarda toplanıyoruz. Bizim tayfa gelecek yine işte.”
   “Tamamdır.Saat 8 gibi herkes oraya gelir.Senin okey takımını da getir gelirken.”
   “Hayrına Orhan’a bir okey takımı almak farz oldu zaten. Ne zaman onlara gitsek okeyin hamalı benim yahu.” derken gülümsüyordu.
“Bir tarafın mı eksilir taşısan sanki ne olacak. Amma tembel adamsın varya.”
   “Neyse tamam getiririz. Belediyeye gidelim hadi benim fatura yatırmam lazım. Evden çıkarken faturayı tutuştur- du yine valide sultan.”
   “Kanka sen git o zaman ben eve geç kalmayayım. Babam gelir onbeş dakika sonra.Yemekte evde olmam lazım malum.”
   Elini uzatıp, “Tamam o zaman ben de şunu halledip geçerim eve.”
   El sıkıştılar. “Akşam görüşürüz hadi.”
   Eve gittiğinde annesi yemek masasını hazırlamış,televizyon izleyerek babasının işten gelmesini bekliyordu. Koray dan beş dakika sonra babası da geldi. Hep birlikte yemeğe geçtiler. Çünkü babası bundan mutluluk duyar, ailesiyle birlikte yemek yemek hoşuna giderdi. Koray da bunu bildiği için akşam yemeklerine geç kalmaz babasından önce evde olurdu. Yemek bitene kadar kimse konuşmadı. Odada yalnız- ca televizyonun sesi vardı şimdi. Baba yemeğini bitirip,bütün gün çalışmış olmanın verdiği yorgunlukla, bedenini tekli koltuğuna bıraktı. Yemek doldurmaktan ve yemeğini yavaş yedi- ği için sofradan en son kalkan annesi de yemeğini bitirmişti.
   Babası kumandayı eline alıp “Ne yaptın bugün hatun? Nasıl geçti günün?” diye sordu annesine.
   Annesi masadaki bulaşıkları toplarken “Evdeydim bütün gün bey, ev işleri işte.”
   Kumandayla kanalları dolaşıp haber programı ararken “Arayan soran var mı?”
   Babası bunu sorduğunda annesi mutfaktaydı.
   ”Yok baba ben evdeyken kimse aramadı.”
 


Fikirleriniz benim için önemli.Olumlu olumsuz her türlü eleştiriye açığım.Olumsuz hiçbir yorum beni yazmaktan soğutmaz, yeter ki hatalarımın farkına varabileyim :) Paylaştığım kısım romanımın ilk 3 sayfasıdır.
Mustafa Nart Pektaş



Yorumlar (2)
On Bir Eylül 17.8.2011 07:54
Anlatımınız güzel olmuş sade ve akıcı bir dil kullanmışsınız, gözüme çarpan birşey olmadı. Kurgusu çok önemli bence romanın 3 sayfadan sonra ya da sayfalardan sonra insanı nereye sürüklediği...

Mustafa Nart Pektaş 19.8.2011 00:03
Teşekkürler, beğenmenize sevindim.Kurgu konusunda tereddütlerim var.Roman korku romanı olacak ve bu konuda birçok roman okudum ancak kendimi yetersiz hissediyorum halen.Örnek verecek olursam zihin konuşmaları, görünmeyen yada birden ortaya çıkan varlıklar çok sıradanlaştı bana göre.O yüzden kurgu üzerinde çalışmaya devam ediyorum.Taslak olarak neler olacağı belli ancak iş detaylara gelince eksiklerim olduğu aşikar.


İçeriği Paylaş

Arkadaşını davet et
Adınız Soyadınız:
Arkadaşınızın e-mail adresi:

Popüler Yazarlar
   YazarPuan
1 .. .. 7116
2 Eyyup AKMETİN 5428
3 Firari Fırtına 5052
4 Mustafa Ermişcan 4465
5 Hasan Tabak 4150
6 Hep de Böy 3993
7 Nermin Gömleksizoğlu 3769
8 Ömer Faruk Hüsmüllü 3693
9 Uğur Kesim 3523
10 Sibel Kaya 3460

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar




Özgür Roman

Romanlar- Hikayeler - Denemeler - Senaryolar - Çocuk Kitapları - Şiirler - Günlükler - Yazarken - Röportajlar - Forum - Biz Kimiz? - RSS

Çevrimiçi Kullanıcı Sayısı:781 
 Özgür Roman üyelik sözleşmesi için tıklayınız 

© Özgürroman 2008 - 2011 - info@ozgurroman.com