Köle azat et çünkü dinde baskı yoktur. Bu ibret almak değil mi? Köleleşmek şart mı? İnsan kabusunu anlatmasın, kabus olmamış hali ile hayatın kendi prensiplerini yaşasın ve rüyalarına bilinç, inanç, istek katıp onları da takip etsin. Bu ibret almak değil mi, insan güzel ameller edinsin, kendi işine gücüne baksın ve aklını asla önemli duyumlardan uzağa sevk etmesin. Peki ya bu ibret almak mı? Ben sadaka verdiğimi bilmiyordum, bir ağaç dikmiştim, meğer o sadakaymış... bu değil mi? Bu anlamak sayılır gerçi ama nerede kalmış en küçük bir okumadan bile bir ibret almak...okuyorum. İnsanın mimikleri çok şey anlatır çünkü bizler mimiklerimizi etki tepki için kullanmıyoruz sadece, bizler mimiklerimizi değiştirmiyoruz, bizler derken yani biz demek istediğimden, neden? Çünkü bizleri bir arada tutan güç bizi bize öyle anlatıyor bebekliğimizden beri, bizi insanlara değil, bize anlatıyor, kendimize. Lütfen bana bizim elimizden hiç kitap almadığınızı söylemeyin. Bizim aramızda böyle insanlar da var çünkü kitap okutan, okuyan ve inanan, gizli gizli kendini sakınanlar da var. ben gizliden gizlemeyi anlamıyorum açıkçası, gizli olan evde kendi başına yaptığın zaten, yeterince net değil mi? Onun da neyini anlatacağım ki? N'aber nasılsın? Evdeyim. Bir konu daha var, o da sabrı tavsiye etmek. Sabır önemli olduğu kadar önem kazanabilen bir konu, o konuyu asla alt seviyeye indirgememek lazım. Yani sabrım taştı ama sustum, evet, o da bir konu, doğru ama sabır aslında giderek daha fazla önem kazanan bir konudur. Büyük ödüldür. Bunun aksini asla iddia etmemek lazımdır.
İnsanlar eşleriyle yaratılmıştır, bu demek değildir ki herkese bir kaç eş düşüyor, öyle olsaydı bu dünyanın bir tuzağına düşmüş olurdum ve eşler arasında eşitlik arayan biri sanılırdım, o da beni aşar doğrusu. Bu konu da çarpıtılmasın, insan bir kişi için yaratılmıştır, yanılgıya düştüyse olası tüm şartlarda ne yapması gerektiği açık açık yazılıdır, okur anlar, araştırır, öğrenir. Peki ben kitabı açıp: beni senin için yaratmış dediğim adamı mı görebileceğim hemen sayfada... beni hafife almayın. Üste çıkmam ama senin seviyende on bin cümle kurabilirim, tamamı da bana ait. Budur. Tövbe etmek üste çıkmak değildir. İnsanlarla bir tutulacağız çünkü aynı dünyada yaşıyoruz, bütün dünya insanlarını affetmeden bir kelime bile etmemen gerekir sense en güzel amellerini dünya için edinemezsin, dünyada amellerinin karşılığını arayabilirsin belki. Belki demek önemlidir. Dünyada cenneti arasaydın bulurdun, bulursun, burada biz diriltileceğiz, cennet ise geleceğimizde duruyor, oluşmuş olarak duruyor, var. Asla yok diyemeyiz. Ben sadece dünyada ne varsa onu istersem yanılmış olurum, daha akıllıca düşünmem gerekir. Biraz gülümsemek böyle ama çocukların duaları kabul olmayabiliyor, neden? Çünkü çocukların öğrenmesi gereken çok şey var, onlarda henüz gelişmemiş olan bir muhakeme yeteneği bazen hepimize mi lazım oluyor? Anlamış değilim inanın ki... insan en kötü ihtimalle de olsa kötü konuşamaz ama bir olayı da hayra yormak lazım, asla kötüye yormamak lazım. Hayatın tek gerçeği ibret almak olsaydı bin kere düşüp kalmamız gerekirdi, bana da bu olmadı diyemem, oldu ama günahları örtücü olmak lazım, inanın bu örtülmüş hali film gibi bazen, fazla konuşmayın, aynı şey değil. İnsanın ağzından çıkan daha doğrudur çünkü insan isteklerini ve hayat tecrübelerini bir yana bırakıp kendi inancı adına doğru konuşmaya ve inancını da her anına katmaya çalışır. Peki ama ben sabır derken sabırlı oldum mu, sabır derken aynı kelimeye kaç durum sığdırdım, sabır derken anlatabildim mi... bunların netleşmesi içinse ya sabır çekmek mi gerekir, zikir yapmak mı? Zikir elbette, iyi olacaktır. Ama onun büyük adı neydi diyen yoktur, kuşlar bile onu büyük adıyla zikreder, boşuna konuşmak gibi olmasın. kadınlar da kendilerini erkeklere benzetmesin ve çalışsın, demek insan mesleğine göre ele alınıyor yukarıdan... yukarıda insanlar var, aşağılara düşmemek lazım. Hiç mi ders almıyoruz diyemem, yaşamak lazım. Bin kere ne dersen olur demiyorum ben burada, ne hayır işlediysen onu görürsün, ne şer işlediysen onu. Bu konular sırf ibret diye çarpıtılmasın. Okumam lazım. Kutsal olanı kutsal kitaptan da okumam lazım ve daha önemli derken beni zamanla yarıştırmayın. Cennet yukarıda, bense burada dünyadayım. Dünyada dirilmek de var, sonunda cennete dönmek de var, kendi sonunu görmek de var, sevmek de var, inanmak da var. Lütfen Allah'ım bizi kendi seviyemizin altında konularla çok fazla sınama. Biz seviyemizi takip eder gibi, kitaplarımızla yaşamak istiyoruz. Asla takma isim vermeyin mesela ve de sevdiğiniz isimlerle çağırın birbirinizi, bu ne demek, aynaya baktığında kendini gördüğün gibi ol, insanlar birbirinin kulağına hayır fısıldıyor, yapacak bir şey var mı? Ben de dedim bir küçük ibret alıp yazmak isterim, bu çok mu zor? Belki... bazen demiyorum bak, belki diyorum! Dünyada belki diyorum, yukarıda tamam. İnsanı zorlamamak da önemli, beni kasmayın fazla arkadaşlar, ne diyorum ben? Diyorsunuz ki işte "ibret dedin". Öyle değil mi? İnsanın aklında bunlar kalıyor... O kadar üzgünüz ki sesimizi çıkaramıyoruz... günlük ibadetimiz yarıya inmiş, cehaletten sakınınız. Herkes evine gitsin, okullar kapatılsın. İnsanlar otellerini bile açmıyor mu? Kendine yapamadığın iyiliği kime yapacaksın şimdi? Ne zaman? Bunu insanın aklı almıyor. Turizm gelişir mi? Hayır. Anlatabiliyor muyum? Çark aslında normalde böyle dönmüyor, çarkın içinde ihtiyaçlar belirdiğinde bunları göz ardı etmekle dönmez. Hayat değil eğlence olan, dünya! hayatı eğlence sanmayın, hepimiz tuzaklara atmayın. Dünya, evet, bir eğlencedir, bir yarıştır. Biz cennetteki havuzlar için yarışırız, biri yarıştık işte dünyalar bizim der, neden, her bir harf bile önemliymiş. Peki kitap demiyor mu ki her bir cümleyi biz açıklayalım kendimiz diye yazıldı kitap. Cennetten ses mi duyalım? Hayır. Biz kendimize yeteriz diyorum. ne yazacaksam, ne soracaksam ben kendim anlarım, zaten henüz sadece verilmiş sadakanız varmış diyorlar. Yakında hayat aynı olmayacak. herkes elinden geleni yapsın. İşine geleni değil, kolayına geleni oku sen de. Kolay bak. Zor bir şey yok akılda kalınca... şartlar ne yazık ki zorluklara işaret edebilir, biz kafamızı kaldırıp iyi olanı görmek zorundayız. E, sen bana samet diyemezsin, neden? Çünkü adım mehmet mesela. Bu durumda bunu senin yüzüne vurmak istemem tabii ki, aynı şey mi dünyanın şartlarıyla bizimkiler? Hayır. O zaman günahları örtücü olun, şüpheye de düşmeyin. Mümkün mü? Tabii ki okumak lazım. Şimdi bundan bir de ibret alalım, soruyor çünkü ibret alan var mı diyor. Alalım kolaysa. benim samet adını sevdiğimi farz edemezsin, senden duymak istediğimi de farz edemezsin. Sevdiğim isim ise tamam diyorum, mehmet. Ne alaka? Takma ya, iyi işte. Çocuğu dünyaya getiren bir anne ve babası varken bizimkisi süsüsymüş, bunu kime inandırabilirsin, ben rüyamda görmüşüm sadece, e ne gördüm? Kitap okuyordu peygamber, sadece kitabı göründü bana. HOŞÇA KALIN. MORALİNİZİ BOZMAYIN. HİÇBİR ŞEYDEN EMİN OLMAYIN! BENDEN BİLE. Peki haritalarımız nedir? Bir Allah'a sığınmak değil mi? Rüyamız gördük de yazdık biz bu tarihi diyorlar. DİKKAT ETSİN DE KABUS GÖRMESİN. P.S. Keşke herkes ibret alsa. Onlardan korkmayın. Allah'tan korkun ya. Allah'tan korkun.
|
|
|
Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|