Peygamber efendimiz bayramlarda ve düğünlerde müziğe izin vermiştir. İnanan bir topluma hitaben yaşamış ve dini Allah'a has kılarak yaşamayı aşılamıştır.
Düşünecek olursanız herkesin inandığı bir Allah olduğunu anlarsınız.
Allah evreni kendi gücü ve kudretiyle idare etmektedir. Ona inanmayan birisinin olduğunu düşünmek kendi varlığını inkar etmek gibidir. Toplumda cinayet, terör, tecavüz, baskı, zulüm gibi istenmeyen şeyler olduğunda bazı yasaklar devreye girer çünkü artık inanan değil inanmayan insanların olduğu bir toplumda yaşamak söz konusu olmuştur. Bunları çok iyi okuyup anlamakta mutlaka yarar var ama insanlar hakkında kötü zanda bulunmamak ve şüphe duymamak da lazım.
Ben inanıyorum mesela, sen bana inanmıyor ve kendi hatalarını dayatıyorsun diyelim ki. O zaman sen bana aynı toplumda yaşadığımızı, kötülüğün aslında inançtan değil inançsızlıktan kaynaklandığını, inanmamak için seçtiğin yolda inanmayacak bir Allah olmadığını ama yine de inanmadığını söylediğinde de aynı yasaklar devreye girer. Çünkü insanın inancını sadece Allah bilir ve tartabilir. Herkesin inanmayı hak ettiği bir kutsal yolda kimsenin hak etmediği bir konu açmak ve inançsızlıktan söz etmek de kötülük tohumu olabilir. Bu gibi durumlara karşı da tedbir olarak Allah'a sığınmak ve ondan karşılık beklemek gerekir.
Kul hakkı ise kişinin kimseye haksızlık etmemek, inanmayanlarla görüşmemek, kendi yoluna taş koyanlardan zarar görmemek ve kimseye kara kedi muamelesi yapmamak için kılınır ama o konuyla ilgili çok derin bir bilgi edinmedim.
Herkesin inanmayı seçtiği noktada inanmamayı seçenler insana kimsenin hak etmediği muamelede bulunarak toplumdan dışlanırlar.
Sen bir ev aldın, ev senin ve başka kimsenin değil. Buna inanmayan olsun istemezsin. Onlar hırsız olsun istemezsin. Bunların cezası peşin peşin kesilmiş gibi Allah'a okunur ama toplumda cezalar kutsal kitaplardaki gibi değildir.
Bir de sevdiğin var evleneceksin ama kızın fikrini almamışsın, neden? Çünkü sen inanmıyorsun bu konuya ve kimsenin hak etmediği gibi davranabiliyorsun kıza. O zaman da bazı cezalar okunur ama toplumda bir ceza söz konusu olmaz bu konu çok çirkin olmadığı sürece.
Bazı tedbirleri insan kendisi adına almış olur. Cehenneme gitmek istemezsin yani... veya inanmıyorsundur belki cehenneme gidebilirsin yine de Allah dilerse.
Kimse sana cehenneme git demeyecektir çünkü inanan bir toplumda herkesin hak ettiği şeyler geçerlidir, kimsenin hak etmedikleri değil.
Bunu anlamamak ne kadar okusan da cehalettir... yine açıp kutsal kitaptan okumak gerekir yani.
Ses kütlesi, gereksiz enerjiler, resimlerin faydasız ve çirkin olanları da öyle. İnsan hepsini kırıp atabilir bazen bu gibi nedenlerle. Onu da okumak lazım.
Mutlaka iyilik yolunda olmak bir kütüphaneye gitmek kadar basit değildir.
Umarım insanlar bunu anlar.