eskimiş paltosunu çıkardı üstünden
koydu vestiyerin en üst askılığına
aklından geçenlerden bir hoş oldu
batıp çıktı deryadan boş bir sandalla
hayal meyal hatırlarım bende o günü
bir an gibiydi veyahut belki de dündü
dün olmasa bile ondan bir evvelsi
ben olmasam bile iyiden iyiye eskisi
hıçkırık tuttu kendini yukarı baktı geçer dedi
hoş geçmese bile at nalı gider bu hayat
belki de olası olandı sendeki bu ses
vermeliydi alev kendine koca bir tat
ve bir anda başladı bütün bu curcuna
sapsarı güneş mavi denizle buluşunca
çıkar bir nevi hayat ve bir hâleye bürünür
gün kendini sonunda ay ışığı ile öldürür
bilebilseydin neler görmeyi beklerdin
göreceğin tek şey görebileceğini görmek
sen kendini bilseydin şayet bu huzurda
yunusu bir atın üstünde dörtnalda görürdün