Psikoloji denildiğinde akla ilk gelen şey ruhsal çağrışımlarımızdır bence, ama olaya bir de diğer bir açıdan baktığımızda psikolojinin insan hayatı üzerinde çok derin etkiler yaratabileceğimizi de görebiliriz. Psikolojik bir şekilde insanlar üzerinde ağır hasarlar yaratabilir ve olayı kendi lehinize çevirebilirsiniz. Psikolojik baskılar sonucu insanların bile anlam veremediği bir tıravma vakası ortaya çıkabilir. Şiddet sadece bedene uygulanan hasar verici tepkilerden ibaret değildir. İnsan isterse psikolojikmen de karşı tarafa büyük ataklar yapabilir ve düşünce galibiyeti elde edebilir.

 

 Kısa bir örnek;

 

  Osmanlı tokatını duymayanımız kalmamıştır herhalde. Ama Osmanlı tokatının gerçek tarihini araştırmayı seven kişiler dışında fazla bilen olmadığına inanıyorum. Osmanlı tokatı; Osmanlı zamanında savaş sırasında eğitimli (savaşamayacak durumda olan) insanları düşmanın en önemli askerlerini tokatlamasından geliyor. Bu eğitimli insanlar ( söylentilere göre deliler) küçük yaşlardan itibaren mermerleri tokatlayarak ellerini nasırlaştırıp bir insanın vuruş gücünün yüzlerce katı ağırlığında vurmalarını sağlıyordu. Düşman ordularının bir sözü ise hem psikolojik baskının önemini hem de güldürücü bir çağrışım yaratıyor bana ' bunların delileri tokatla bizlere bunları yapıyorsa akıllılarını düşünemiyoruz bile'.

 

 2. örnek;

 

  Günün biri işkenceleri ile nam salan bir ceza evine tecavüzden biri düşer. Gardiyanlar her gün aralarından birini seçip işkence ediyorlarmış. Baş gardiyan tecavüzden giren adamın (adam dediğime bakmayın) yanına gelir ve yarın sıra sende der. Adam korkular içerisindedir ve diğer günü korku içerisinde beklemeye başlar, gün doğar ve gardiyan içeri girer ama o adam yerine başkasını kolundan tutar ve adama yaklaşıp yarın sıra sende der. Bu 'yarın sıra sende' demeleri epey sürer ma bir türlü sıra adama gelmez. Gardiyanlardan biri başgardiyana sorar: 'her gün yarın sıra sende deyip duruyorsun ama bir türlü ona sıra gelmedi. Başgardiyanın verdiği cevap ise psikolojik işkencenin bir diğer örneğidir; ' eğer ben ona yarın sıra sende deyip işkence edersem o diğer bir sırası gelinceye kadar o korkuyu içerisinden atar, ama ben hep yarın sıra sende diyorum ve o her gün o korkuyla yaşıyor, işte en büyük işkence budur.