Her seferinde söz veriyorum kendime, bir daha yazmak asla yok diye. İsyan etmek yok. Durduramadım ama kendimi. Saldım içimdeki canavarı. Haykırsın istediği kadar. Söz sus demeyecek bu ben, bugünden sonra. Ölümü izledim çünkü. Kulağa iğrenç geliyor. Yaşayanlar peki? Devlet ile halk savaşıymış. İnsanlar adalet istiyormuş. Özgürlük. Ölümü bekleyen insanlar sayısızca. Kimi korkuyla, ağlayarak, isyan ederek kimi sesizliğe sığınarak, küserek kendine kimileriyse cesurca gülerek. Insan hiç güler mi ölüme. Celladına kin beslemez mi. Hazırlanın diyorlardı öldürmeden önce. İnsan ölüme nasıl hazırlanır. Hangi fanii. Saç uçlarıma kadar titredim ben izlerken. Yaşamak nedir arkadaş. İnsan hiç cesaretini korkuyla besler mi? O ip geçince boyna ses tellerin bile susup kaçarken ölümden bu nasıl bi direniştir. Fermanı verenler,cellatlar, sadece izleyenler, izlemekten korkanlar, idam kelimesinin anlamını bilenler bile nasıl uykuya teslim oluyor. Gece nasıl saklar onları. Nasıl kabul eder. Uyutabilir. Hakkediyorlar diyorlar bide . İnsan yaşamına yaradandan başka nasıl karar verme yetsine sahip olduklarını düşünüyorlar. Ben kaldırdım bugün lügatımdan, İ-D-A-M kelimesini. O harfler bi araya gelmeyecek bir daha. Midem kaldırmadı benim. Hayat da kaldırmamalı. Kim haklı kim haksiz bilmem. Suçları ister siyasi ister cinayet. Ama bildiğim tek şey şu anayasada yer alan yaşama hakkı. Kimse kimsenin yaşama hakkıni elinden alamaz cümlesi...
|