Sanıyorum ki en büyük acı, sessiz olandır. Bağırabilmek,ağlayabilmek acıyı hafifletmek için bize bahşedilmiş hediyelerdir. Gözyaşlarınla beraber kederinde dökülür soğuk tenine. Bazı acılar vardır ki beynini bir virüs gibi ele geçirir. Düşünme yetini,iradeni,sana ait olan her şeyi uyuşturur. Gözlerinden yaş akmaz, akamaz. Kanama içerde gerçekleşir. Ruhunda açılan yara kan kaybetmeye başlar, ruhundan seni sen yapan her şey akar dışarıya. Hayatın ortasında yapayalnız kalırsın, en yakınların artık yüreğini ısıtamaz. Yalnızlığın keskin soğuğuyla kesilirken umutların, gözlerin bir noktaya kitlenir. Ne seni keseni umursarsın artık ne yanında çırpınanı. Yaşadığın acının altında ezilir mutluluğun,umutların,hayatın. Artık hiçbir şey duymak istemezsin, hiçbir şey görmek istemezsin. Sadece bakmak istersin, bir noktaya uzun uzun bakmak ama gözlerini kaplayan katarakt yüzünden hiçbir şey görememek. O an yok olmak ister insan, yaşadığı her şey bir rüya olsun ister. Keşkeler ile kalbini çürütmeye başlar, yaşadığı anı terk eder artık o. Zaman ile olan fani bağını elleriyle koparır. Bir anıda yaşamaya başlar, sonsuz bir acı döngüsü içinde bulur kendini. Bozulan beyni yaşadığı acıyı defalarca gözlerinin önüne getirmeye başlar. Daldığı boş nokta acılarıdır insanın. Sonra birden artık canının yanmadığını hissetmeye başlar. Ruhundaki kanama durmuştur artık. Ruh hayatta kalma arzusuyla her yarasını iyileştirmenin bir yolunu bulur. Lakin ruhun yaşama arzusu onu kör eder, yaşamak uğruna neleri kaybettiğini görmez ruh. Ama sen hissedersin, neler kaybettiğini hissedersin. Evet artık yaşıyorsun, canın yanmıyor artık, hadi koş hayatına dön! Ölmemenin bedeli hissiz bir şekilde yaşamını sürdürmektir. Gerçekliğe olan inancın zihinden yavaş yavaş silinmesidir. Önce mutluluğa olan inancını kaybeder insan sonra insanlara olan inancını kaybeder ardından kendine olan inancını kaybeder nihayetinde ise umut etmeye inancını kaybeder insan. Mutlu olamazsa ölmez de umut edemezse yaşayamaz insan. Umutlu olan mutlu olabilir, umutlu olan güvenebilir, umutlu olan yaşayabilir. Artık o dünya üzerinde gezinen, arkadaşları olan, işi olan, ama umutsuz biridir. Işte böyle ruh bedenden önce ölür
|