İçimi kime açsam bir başka hüzün ile karşılaşıyorum günlükcağazım. Yine karmakarışık olduğum bir zamandayım. Yorgunum, duygusuzum, yorumsuzum, kırgınım, yarım kalmışım... Anlatmaya çalışsam kim anlar ki beni? Anlamayı bırak bir kenara , kimsenin kimseye ayıracak vakti bile kalmamış artık. Gerçi benim de anlatacak bir halim kalmadı ruhumda . Aslında biliyor musun günlükcağazım, o olmuş olsaydı yanımda, şu hiçbir şeye hali kalmamış ruhum, içtiği suyu dahi anlatırdı ona. Kim bilir şimdi nerde , kimde,hangi yürekte? Karmakarışığım dedim ya, aslında yine son birkaç gündür aklımda. Aşmaya çalıştıkça bir enkazın altında ezildiğimi fark ediyorum. Keşke hiç büyümemiş olsaydım. Belki daha çok severdim bu hayatı. Onu unutmak için o kadar haklı sebeplerim var ki... Hatta ne oldu biliyor musun, geçen yol da yavaş yürüdüm bir anda. Nedensiz aklıma beni terk ettiği gün geldi. Çünkü o gün de sokakta o kadar yavaş adımlarla yürüdüm ki... Hem ayrıca bizim birlikte tuttuğumuz defterimiz vardı , söz defteri, bana şiirler yazardı. Ayrıldıktan sonra ne öğrendim biliyor musun, bana yazdığını sandığım şiirler aslında unutamadığı sevgilisine yazdığı şiirlermiş. Yani unutamadığını bende unutmaya çalıştı. Sonrasında bir kalbî enkaza çevirdi yoluna devam etti. Söyle şimdi Ey Gönlüm, bu kadar şeye rağmen ne diye hala hatırlarsın onu?
|