|
28 Ekim 2010 Perşembe
|
UYUR GEZERKEN
|
Okunma:
2159
|
Zaten sevmezdim oldum olası çok uyumayı, bundardır seni bahane edip sanki bir karabasanı bekler gibi ürkekçe uyurgezerlik oynadımya o kısacık koridorda. Neyse bu akşamda sarmadı işte işin kısası azlaile ödünç verip canımı hala sıcak bir ceset gibi sığınmak yorgan altına. Kalktım işte bok varmış gibi buz gibi bir havada nefesimin fazlasını avuç içlerime bağışlayarak. Ufak bir tinerci rütüşüyle örttüm üstümü, o yüzümü tırmalayan rüzgarla köşe kapmaca oynarcasına yürüdüm bir anlam arayarak. Sonunda aptallığıma ket vurdum içimi ısıtan o acı şarabın tıpasıyla. Şurda bi yerlerde deniz kıyısı olacaktı sanki aslında daha buğulanmaya bile başlamadı gözlerim acaba neden bulamadım? Neyse olmuycak böyle ben çöküyorum bu gözlerimi kamaştıran ışığın altına. Sanki bir sarraf gibi nazik ama sıkıca sararak o bin yıllık şarap şişesini, beklemeye başladım keyfimi. Tam ümidi kesmiştim ki o tatlı istemsiz uykunun koynundan aldı beni. Dedi '' Hadi hadi yine iyisin gebermeden buldum seni.'' Dedim '' Yine kimin kucağında namus pazarlıyordunda bu kadar beklettin beni?'' Dedi '' Karıştırma fazla, madem seversin beni hatırlamıcaksın sana sarıldığımdan öncesini.'' Öyle de oldu zaten öyle bir sardı ki beni, senden başkasına yer kalmadından kovdum bütün gereksiz resimleri geçmişimden. Sonra mı? Yine terketti beni semt çöplüğünde işte ''ölmüş mü ?'' diye bir sopanın dürtmesiyle geldim kendime.
|
|
|
|
|
Firari Fırtına
29.10.2010 09:13
Yüreğine sağlık Tayfun. |
|
|
|
|
Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|