Hayatın tadını zirveye çıkmakta aramadım asla! Benim için hayatın
tadı zirveden aşağı atlamak ve hayatta kalmaktır. Zirveye çıkarken
emeklerimi zirvedeyken korkularımı düşerkende hayallerimi tamamlamış olurum. J.J
Sevdiğin bir kadının, ellerini bıraktığı anda ki hissi sadece
boşlukta düşerken anlayabiliyorsun. Bunu nasıl mı anladım az önce beş katlı bir
apartmandan aşağıya bıraktım da kendimi. Üçüncü katta zaman biraz yavaşlıyor.
Sizlik olduğunu söyleyemem içsel bir durum. Ha bir de şu var gene mi aynı ölüm
yolu silahlar, ilaçlar,apartmanlar vs tüm bunlar boğdu değil mi sizi? Ölüm
sözcüğü de öyle olmalı. Ama farketmediğiniz şu ki bu defa kimse ölmek için
atlamadı. Tepemde ki adamlar sadece bir his uğruna boşluktalar,'Yaşamak' Sözlük
anlamına takılmasın kimse bu kelimenin çünkü çoğunuz ölüsünüz.
Ah şu kadınlar; şehvetin sabırlı bekçileri. Anlam
kargaşasının değişmeyen yüzü dişiliğimle neden hep saklamak zorunda kalıyorum
sivri dişlerimi. Bir makyaj aynasından yansıyan şu çirkin görüntüye bir bak
şimdi. Doğallıktan uzaklaşarak kaybettiğim saflığıma hakaret etmek artık
günümün sabah saatlerine dair bir alışkanlık. Siyahlar içinde sevdin beni sende
aptal çocuk. Bekle biraz. Sanırım seviyorum seni. Rimelimi iki kat sürmeye başladım
seninle buluşmaya başladığımızdan beri. Lanet olası telefon, nereden ötüyorsun
sen böyle??
Efendim?
Hazırlanıyorum tatlı şey, pisi birazdan çıkacak evden.
Ok.
Hadi bakalım şimdi en yalansız saatlerin gündelik tutkusuna
bırakmalıyım kendimi. Tek gerçeğim olduğunu bu defa gizlemeyeceğim.
Bana j.j diyorlar. Ben
sizin kararsızlıklarınızım ben hayatlarınızdaki soru işaretlerini ortadan
kaldırırım. Söylemeli miyim ? Atlamalımıyım? Sevmeli miyim? vs tümbunlar ölümün tohumlarıdır. Yaşamak yerine
düşünmekse amacınız sizi kurtaramam. Düşünmek yerine yaşamayı seçecekseniz beni
bulmalısınız.
4. kat 'zemine 2 saniye
kala'
Şu tepede gözleri kapalı
adama iyi bakın ne kadar iri ve kuvvetli. Eğer canını sıkarsanız sizi bir patates püresine çevirecek güce sahip.
O gördüğünüz iri adam beni bulduğunda göz torbaları bir kangurunun kesesinden
daha da dikkat çekiciydi. Ona, 'eroin mi kullanıyorsun' dediğimde, 'sadece
ağlıyorum' demişti. 'Üç senedir nerdeyse hergün ağlıyorum.' Bir kadın onu bu
hale getirmişti sizi dakikalar içinde esiri yapabilecek bir kadın. Onları
hafife almayın. Kadınlar sizi düşünceye iter ve ters bir hareketinizde
ise,ölüme.
Bana öylece baktın. Yine aynamın
yansımasında sarı spotlarım sayesinde varım şuan. Bana neden öyle baktın ki?...
yüzümün herhangi bir kıvrımında geçmişin geçmişliğine tıkadığın masum yüzlü
kadınlardan birinin en şehvetli siyahına bürünmeyi güç bela başardığım için mi?
Yoksa gördün mü sen beni, heveslendim bak bu ihtimale, deri cekedimin altındaki
benliğimin kirlenmemiş haline gözlerinle dokunduğun o an. Sen. Bana öylece baktın. Unuttuğum
ıslaklığı anımsatıyorsun bana, yapma.. Ağlamayı unutmuş bir vahşetin son
baskısı olmaya alıştım ben, bu şöhret yeterli gecelerimin huzurunun
kaçmamasına, hadi ama.. Akmayan bir rimel olmamalı. Aktıkça tenimi kateden o
yol yol acı saniyeler, boğazımdaki tutuk ağrıyla eş değer. Bu tabloyu
seviyorum. Ama rujun kırmızısı bozdu, az daha turuncuya çalmalıymış sanki. Seni seviyorum. Söylemeyeceğim derken
bile kirpiklerimin kat kat siyahından bile bağırıyorum gözlerine batsın artık
be adam, seviyorum, bırak o bira bardağını, boş ver o siyah saçlı yarı çıplağı,
çevir yüzünü yeniden bana, seni…. Söyletmedin yine. Sen yaptın. Lanet olası
kadın, neden ütülemezsin ki yastık kılıfımı.
Göğüs kafesimden kasığıma kadar beş kurşun deliğine sahibim.
Ağlayan bir kadın her şeyden daha tehlikeli olabiliyor. Gözlerinizi ağlıyorken
göremezse bunu vücudunuzda görmeyi dener. Sevdiğinize ateş edebilir misiniz?
Onu öylece yere devrildiğini görmek sizi de öldürmez mi ? Hayır bu sizi
yaşatır. Üstelik bunu ona ben öğretmiştim.
Koca bir erkek sürüsüne
fikirlerimi aşıladım sadece bir kadın ise beni yıkmaya yetmişti. Beş kurşunla
nasıl ölmediğimi gevelemeye lüzum yok sadece şunu bilin yeter: 'Bazen bir
insanı öldürmek için fikirlerini vurmanız gerekir, düşünceler bedenden daha
hayatidir.'
Bir adam aradı. Gecenin saat bilmem ki kaçıydı. Rimelimi
silmediğim uykumdu bu, son hırıltılarım, son beyaz gecemin kirlenmemiş çarşaf
boyunda.
Bir adam aradı, gel dedi, gittim.
Bir adam.
Ben bir adam gördüm gecenin bilmem kaçıydı, rimelimi silmeye
üşendiğim ruh halimin en düzenbaz zarlarıydı.
Bir adam. Göz bebeklerini 4. kattan zemine 2 saniye kala
küçültmüş. Dudakları parça parça, bira kokuyor hala, öptüm.
Bir adam. Bana baktı öylece. Şok ifadesi bekliyorsunuz değil
mi, gülüyor oysa geçmişin anımsattığı en son saniyelere. Ben de gülümsedim
parmaklarımla beyninin hala sıcaklığını yitirmemiş titreyen ölümsüzlüğünü
hissederken..
Sen!
...............................