Bugün sabah işe geldiğimden beri yapmadığım şebeklik kalmadı. Herkesle uğraştım, kendimle dalga geçtim, komik olaylar anlattım, espriler yaptım, taklitler yaptım, güldürdüm, güldüm, güldüm, güldüm… Hatta abarttım. Çünkü canım çok sıkkındı. Neden böyle olurum bilmem ama ne zaman canım çok sıkkın olsa dışa vurumu hep böyle olur. Herşeyle, herkesle dalga geçmeye başlarım. Abartı bir enerjiyle gülerim, çocuksu, saçma sapan espriler yaparım hatta bazen bunaltırım çevremdekileri. Bundan çok da hoşlandığım söylenemez. Zira normalde pek çocuksu bir mizaca sahip değilimdir. Gerçi o kadar değişken bir benliğim var ki tam olarak hangi mizaç gerçek beni yansıtıyor veya bende gerçekten “gerçek ben” diye bir şey var mı, ondan da pek emin değilim.
Evet, çok canım sıkkındı bugün. Bu yüzden sanırım insanların dikkatlerini bunalmış gözlerimden, saçma sapan esprilerime; gerilmiş yüzümden, olur olmaz gülen dudaklarıma çekmeye çalıştım istemsizce. Bu bir tür refleks olarak gelişen bir nefsi müdafa sanırım. Çok sıkkın olduğumda çevreye umursamaz, coşkulu, alaycı bir tavır sergilemek… İnsanların asıl hissiyatımı görmelerini engellemeye çalışmak. Böylece beni üzen şeyleri, zayıf noktalarımı anlamalarını ve bunları günün birinde bana karşı kullanmalarını engelleyebiliyorum. Bu zamana kadarki hayatımda takınmam gereken güçlü maske hep bunu gerektirdi. Hissiyatlarımı belli etmemeyi öğretti. Sanırım buna hala istemsizce devam ediyorum.
Belki de sıkıntımı unutmak için beynimin sorunları düşünmesini engellemeye çalışıyorum ve onları geri plana iterek saçma sapan şeyler üretiyorum. Her şeye gülüyor, herşeyi hafife alıyor ve kendimce önemsizleştiriyorum. Belki de sorunlarımla baş etmeye çalışan beynimin yapmış olduğu bir yer açma işlemi bu. Canımı sıkan ve yer kaplayan sorunlarımın önüne önemsiz espriler ve alaylar iteleyerek sıkıcı kısmın geri plana atılmasını sağlıyor ve ön planda yer açıyor. Belki de bu geçici bir rahatlık sağlıyor.
Veya sorunlarımdan kaçıyorum. Onları görmezden gelmek için şımarıyor, kendi kendime gülüp eğleniyorum. Onları hafife alıp dalga geçiyor, bu alaycılığın arkasına korkuyla sinmiş küçük çocuğu bu korkunç görünümlü sorunlarla yüzleşmeye hazırlarken onları oyalıyorum. Böylece sonunda hazır olup sorunlarla daha güçlü yüzleşiyorum.
Her ne sebeple olursa olsun bugün çok şımardım. Çünkü canım çok sıkkındı. Evet, bugün benim canım sıkkındı ve bir şekilde bunu perdeledim. Sakladım sıkıntımı, belki başkalarından, belki kendimden… Ama bu sorunların, sıkıntıların çözülmesini sağlamıyor. Eninde sonunda yüzleşmek gerekiyor bu canavarlarla. Sanırım artık hazırım. O zaman… Hadi başlayalım…