Ali Gertrude  Mesaj Gönder

Popülerlik
Özgür Roman Sıralaması: 146 Puanı: 576

24 Şubat 2011 Perşembe 
TECAVÜZ (-18)
Okunma: 3426



 Dışarıda ezan sesi müzik sesine karışmışken, benim kafamın içinin gel gitler yaşaması gayet doğaldı. Ayrıca karşımda güzel bacaklarının yanında sevimsiz suratıyla duran kadın ve son derece biçimsiz tasarlanmış bir klinik  içinde kendimde olmam zaten mümkün değildi. Bu mümkünsüzlüğün hüküm sürdüğü dakikalarda tek çare, önümde duran eski ve döküntü sehpadan moda dergisi alıp okumanın en iyi yol olduğuna karar vermem çok uzun sürmemişti. Keza sekreter kadın, yaklaşık yirmi dakikadır bacaklarına bakmamdan oldukça rahatsızlık duymuş olmalıydı. Fakat buna alışık olduğu tavırlarından belli oluyordu. Benim kaçamak bakışlarımı yakalamıyor ve beni mahcup etmiyordu. Bu alttan alır tavrı, derginin sayfasında victoria secret mankenlerini gördükten sonra daha da cesur olmamı sağlamıştı. Derginin alt kısmında mankenin röportajına yer verilmiş ve "erkek vahşi olmalıdır" demişti. Zaten etrafta da kimseler yoktu. Doktor içeride seansına devam ediyor, biz ise grinin farklı bir tonunda boyanmış geniş bekleme odasının hakkını veriyorduk.

 Vahşi olmalıyım diye düşündüm. Ama nasıl. Elimde duran derginin sayfalarını bakmadan çevirirken kendimi hayal kurarken yakaladım. İçinde kızıl saçları omuzlarına kadar uzanmış ve bal rengi gözleriyle bana bakan bir hayaldi o. Genelde çok fazla mecmua okumazdım. Bir kaç kez hastalığımın en kritik dönemlerinde etraflarımdakileri kandırmak için kullandığım bir araçtan öteye geçmemişti. Yine aynı görevi üsleniyordu. Bu benim hayatımda kitap ve türevlerinin bahtsız kaderiydi sanırım. Ama bana bir işaret vermişti. Vahşi olmak. Kalkıp üstüne mi atlamalıydım. Evet yapabilirdim bunu. Hiç de çekinmezdim. Ama şimdi değil. Eğer beni ret ederse denecektim. Son derece nazik bir şekilde ona tecavüz edebilirdim.

 Zaten prof.de öyle demiyor muydu. Karşımda da hazır dekolte giyinmiş bir kadın varken. Hiç düşünmeden arsız bir çocuk olabilirdim. Günah paylaşılmıyor muydu sonuçta. Ardından aklıma İtalyan sanatçı geldi. Hani şu tüm dünyayı arşınlayıp bizim ülkemizde tecavüze uğrayan sanatçı. Her yerin güvenli olduğuna inanıyordu. Benim gibilere çok rastlamamış sanırım.

 "İsminiz Esma mı?" Bir girişimde bulunmuştum sonunda. İşe ilk önce adıyla başlamak en akılıca gibi gelmişti akılsız beynime. Hafifçe başını kaldırdı. Okuduğu her neyse onun çok ilgisini çektiği belliydi. Fakat kitaba gösterdiği yoğun ilginin zere kadarı bile bana uğramamıştı. Kitap onun için şu an daha değerliydi. "Hayır" cevap verirken saçlarını karıştırmıştı. Bu bana işaretti herhalde. Eğer bir kadın saçlarını karıştırıyorsa senden hoşlanıyor demektir diye duymuştum. Zaten onun ne hissettiği önemli değildi. Önemli olan benim ne istediğimdi.

 "Sema olabilir mi?" Tüm vahşiliğimle sordum. Bunu yaparken dişlerimi sıkmış gözlerimi ise kısmıştım. Mahalledeki Fatma böyle hep çok çekici olduğumu söylerdi. Bende bizim çirkin Fatma'ya böyle bakardım. Bana aşıktı sanırım ama bu beni pek ırgalamıyordu. Sadece hafta da bir onunla birlikte olmak bana yetiyordu. "Hayır beyefendi. Sevinç" Yine saçlarını karıştırmıştı. Fakat önünde duran şeyi okumaya koyulmuştu yine. Gözlerini kitaptan ayırmaması beni çılgına çeviriyordu. Tekrar bir soru yöneltim "Ne okuyorsunuz?" Sesim tam istediğim gibi son derece kibar çıkmıştı. Tavrım da gayet netti. Fakat onun ki arzuladığımın çok ötesindeydi. "Kitap." Bunu biliyordum. O kadar da salak değildim. Bir an yüzüm düştü. Acaba dışarıdan çirkin mi gözüküyordum. Ama olamaz Fatma beni çok beğeniyordu. Bu beğenilme dürtüsü istemeden de olsa suratıma tekrar vahşi bir gülümseme oluşturmuştu. Baktım suratına "Mellisa P. mi? Çok severim o kitabı. Yatmadan önce fırça yemek gerek" Bildiğim ve okuyabildiğim en uzun soluklu kitap o olmuş, benim beynimin altında farklı bir yer edinmişti. Fakat bu sözüm onu güldürmüştü. Karşımda alaycı bir şekilde gülüyordu. Tıpkı yıllar önce Esma gibi. "Hayır. Hem o kitabın adı tam öyle değil." Tüm pişkinliğimle kültürsüzlüğümü ortaya koymaya devam ettim "önemli olan işlevi. Ne anlattığı" Bu sefer ben gülüyordum. "Anlatabildim mi canım" diye de ekledim. Şaşırmıştı. Biraz da korktuğunu hissedebiliyordum. Ama benden korkmasına neden yoktu. "Anlamadım." Tam zamanıydı. Karşı koyuyordu bana. Hem hala şuan içeride kimseler yoktu. Ayağa kalktım. Tıpkı dizilerdeki sert aktörler gibi suratına baktım. Kadir inanır bakardı bir böyle. E bende fena değilimdir yani. Yeni Kadir derler bana da. Öyle olmasa bu role beni seçerler miydi.

 Bakışlarımı hemen algıladı. Zaten bunu bekliyordum. Oldukça zeki olması beni biraz hızlı davranmama neden olmuştu. Aradaki zeka farkını anca hızla telafi edebilirdim. Her an haykıra bilirdi.  Ona doğru ağır bir şekilde yürümeye başladım. Boğazından yutkunduğunu suratındaki nokta şeklindeki hafif kırmızılıklardan da endişelendiğini kestire biliyordum. "Korkma, sakin ol" dedim. Ses tonumdan ben bile korkmuştum. Kim bilir suratım ne haldeydi. Bir anda masasının üstüne hızla çıktım. Onun kalp atışlarını duyar gibi oldum. Hala ses çıkarmıyordu. Ve her an bayılabilirdi. Deliydim en nihayetinde fakat bu kadarını ben bile kendimden bekleyemezdim. Üstüne atladım. Hala bağırmıyordu. Zaten pek amanda vermedim. Üstüne atlamamla oturduğu eski ofis sandalyesi bir yana biz diğer bir yana düşmüştük.

 O kendini savunurken ben elerimle ona darp etmekle meşguldüm. "Kesin yeter" Tam sınırlarımı zorluyordum ki oyunun sahibi sahneyi yeterli bulmuştu. "Hocam devam etseydik" dedim kaytan bıyıklı yönetmene. "Yeter" dedi "hoca haklı çıkaracağız diye milleti sapık yapmanın alemi yok." Bu kadar insaf beklemiyordum ondan. İtiraf edeyim beni çok şaşırtmıştı. Fakat benim durmaya niyetim yoktu. Sanırım rolüme kendimi kaptırmıştım. Ve sanırım ben kendimi oynuyordum. Devam ettim. Oyuncu arkadaşım ne olduğunu kavrayamamıştı. Ama ben tecavüze devam ediyordum. Duramıyordum.

 İzlemenizi tavsiye ederim. Tecavüz Vadisi dizinin adı. Muhtelif bir gün yayında. Yapanları meşrulaştırdıkları için diziyi çekmekte zorunlu oldu. Bir sapığın iç dünyasını anlatıyor. Bende bu durumda yeni model Nuri Alço oluyorum. Pardon Nuri Çeker. Dekolte giyinenleri affetmeyen çeker. Sanırım giderek sapık oluyorum. Hem çok ta günah değilmiş baksanıza. Her şey kadının suçu. Dışarıda on kadından ikisi tecavüze uğramışken ve her beş kadından biri sözlü saldırıya maruz kalmışken kimin olacak ya. Biz erkekler mi?


Yorumlar (4)
.... ..... 24.2.2011 14:57
bu bir zihniyet sorunu. şimdi bir "prof" bunu ifade etti ama toplumda karşılığı olan bir zihniyet. kadınları erkeğe hizmet eden gerektiğin de arzulrını karşılıyan bir varlık olarak gören ama hiçbir zaman erkek ile kadını eşitliğini içselleştirmeyen zihniyet kınıyorum.

Ali Gertrude 24.2.2011 15:46
"zihniyet sorunu" eksik olan bu kesinlikle. İstersen prof. ol farketmiyor.
Teşekkürler...

Fatoş Nihal Aytaç 25.2.2011 00:30
'Dekolte tecavüze davet çıkarır mı?' çıkarmış baksana sen şu işe.
Herşey kadının suçu mu?
Bİr deprem olur, binan dayanıklı ve sağlam değildir, önce senin binan yıkılır
Otobüste giderken cep telefonunu arka cebine koymuşsundur, hırsız önce seninkini çalar.
Kadınsındır, biraz dekolte giyinmişsindir, tecavüzcü önce gelir sana tecavüz eder (ki yok böyle bir olay)
Başı kapalı kadınlarımıza da tecavüz edildiği oldu. Bu tamamen niyeti bozuk, sapık ruhlu, hastalıklı beyinlerin meziyetidir.
Alii yeniden ellerine sağlık :) Yine akıcı bir yazı okudum senden:)

Ali Gertrude 25.2.2011 13:09
İlk önce deli olmak istedim. Sonra oyuncu mu olsam ne dedim. En sonunda zaten yazmak istediğim dekolte konusuna bağladım. O yüzden sonu tam olmadı. Ama yazının eksiklerini yorumunla tamamlamışsın zaten. Bana ekleyecek bir şey kalmamış...
Fatoş Teşekkürler:)


İçeriği Paylaş

Arkadaşını davet et
Adınız Soyadınız:
Arkadaşınızın e-mail adresi:

Popüler Yazarlar
   YazarPuan
1 .. .. 7171
2 Eyyup AKMETİN 5549
3 Firari Fırtına 5068
4 Hep de Böy 4544
5 Mustafa Ermişcan 4479
6 Hasan Tabak 4168
7 Nermin Gömleksizoğlu 3786
8 Ömer Faruk Hüsmüllü 3707
9 Uğur Kesim 3537
10 Sibel Kaya 3479

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar




Özgür Roman

Romanlar- Hikayeler - Denemeler - Senaryolar - Çocuk Kitapları - Şiirler - Günlükler - Yazarken - Röportajlar - Forum - Biz Kimiz? - RSS

Çevrimiçi Kullanıcı Sayısı:2913 
 Özgür Roman üyelik sözleşmesi için tıklayınız 

© Özgürroman 2008 - 2011 - info@ozgurroman.com