Zihnin Arka Bahçeleri
Hoş geldiniz Efendim…
Buralar zihnin arka bahçeleridir, gizli yerlerdir bu yüzden size bir rehber gerektirir. İsterseniz ben eşlik edeyim size, seyreyleyelim âlemi ruhumuzla birlikte… Arka bahçelerdir burası, geleni gideni pek olmaz görmemiştir çoğu buraları. Görünenle yetinen bilebilir mi ki burayı? Hadi gelin uzak durmayın öyle takip edin, kulak verelim bahçemize artık çalışsın miskin zihin harmanı…
İşte orada, şu ırmağın arka tarafındaki; sonbahar, kış, yaz dinlemez o her mevsim baharı yaşar, dallarından eksik olmaz kuşlar. Her şarkıyı şen şakrak söylerler, buranın iklimiyle onlar. Yaprakları kışa, sonbahara inadına daha canlı, daha yeşil… Toprak hasret onun gözyaşları olan yaprağa.
Bak onun arkasında, o ırmağın sırasında yaprakları onu yalnız bırakmış olanı ise sonbaharı yaşar daima. Bulutludur her anı, saklamaya çalışır dökülen yapraklarını rüzgârın kollarıyla. Göstermek istemez halini kimseye, sürekli geceleridir yapraklarını döktüğü anı. Serzenişler, küskünlükler, felaketler; her türlü insan kaynaklı kötülükler yaprakların yer ile vuslat zamanı… Her acıyı göğsünde söndürür, kendi acısı olmasına gerek yoktur. Ateş düştüğü yeri değil, onun yüreğini de yakar ya da o yüreğini önüne atar…
Bu tarafa doğru gel, şu tümseği atladıktan sonra hemen sağ tarafta görebildin mi? İşte o evet, o solgun çiçekleri olan, sürekli üzer yıpratır kendini. Yanındaki arkadaşlarına bakar kendinden iyileri görünce böyle sararıp solar. Kendinden kötü haldeki otları, çimenleri düşünmez hep daha iyisini ister… Ondan böyledir işte dalları küskün gövdesine, salarlar kendilerini boylu boyuna. Uzanırlar güçsüzce aşağı…
Dikkatli geç, basma sakın şu dikenlere hepsi zehirlidir. Bunun çevresi hep böyle uzaktan seyreyle. Bunu hep meşgul tutmak gerekir, çiçeklerine arılar, dallarına kuşlar, gövdesine sarmaşıklar, köklerine böcekler sarılırlar. Eğer böyle meşgul olmazsa, her taraf zehirli dikenler dolar, gezilmez buralar. Tüm bahçenin üzerinde etkisi vardır, boş bırakmaya gelmez bu aralar.
Hızlı adımlarla gel ardımdan, koşacağız biraz. Onun yeri özeldir çünkü hoş rayihaların cennetidir oralar. Kuşları kondurmaz dallarına, sallanır bir o yana bir bu yana. Yüksekten bakar arkadaşlarına, bu yüzden yükseklerdedir yeri rüzgârla randevusu vardır Allahın her günü… Amacı güzel göstermektir, dallarını, çiçeklerini, meyvelerini. Sen ne kadar güzelsin hoşsun deyiver, hemen salıverir kendisini…
Oradakine hiç gitme gel, yine uzaktan bakalım. O hiç meyve vermez alt dallarında. Yedirmek istemez kimseye sahiplenir tüm meyvelerini bilinçsizce. Bu yüzden en tepelerindedir meyveler. Hiç uğraşmayalım bununla meyvesini verse bile en çürüğüdür o da…
Zihnin toprağında bunların hepsi mevcut yan yana, fide boyunda ufakcana. Suluk elimizde istediğimize damlatalım, dökelim. Fakat dikkat edelim suyumuza hepsine yetmez. Yetse bile biri diğerinin büyümesine izin vermez…
Çıkış bu taraftan, bu yöne lütfen…
SFKŞKC
EEIEİİ
VDSHBM
GAKVİR
İKAERİ
ANTL
RÇİ
LLK
II
KK
Ağaçların üzerlerinde yazan yazılar aklına kazınmıştı seyyahın, ağaçların gövdesinde toplanmış yosunlardı bunlar. Zihni birleştirmişti bunları… Zihin toprağının esrarını bunları ayırınca anladı… Dördüncü ağacı hiç sulamadan, sürekli meşgul tutmalıydı börtü böcekle. Zihnin genelinde etkiliydi bir şekilde. İlk ikisi ise sürekli sulanıp, bakılmalıydı özenle. Beraber büyümeliydiler dip dibe. Gönül kebapken yüz gül bahçesi olurdu böyle… Diğerleri de bir şekilde engellenmeliydi büyümeden yoksa toprak isyan ederdi, zihin bulanır sevgiden yoksun gönüller ortaya çıkardı…
Zihin toprağının tapusu
İradenin elindedir
Asıl olan ise
İradene hâkimiyettir
Seyyah senin gezin buna işarettir
İnan!
10.04.11
Zihnin Topraklarından
Not: Yukarıdaki Ağaç Üzerindeki Yazıları Anlamayan Sorabilir