|
12 Nisan 2011 Salı
|
BALIK
|
Okunma:
1363
|
Bilen bilir alışık değilimdir boş zamanlarımda kanat takmaya pirelerin kıçına, hele de aklı denizin dibini benimki kadar hızlı gören birileri mezil içiyken ihtimaller benim elimden dökülür. Neyse şartları dalından topladığım böyle bir sabahın köründen çıkıp, afyono patlamamış ev sahiplerini de atlattıktan sonra gaz, firen,debriyaj derken köpekleme asılarak küreklere oltaların kıvamına geldik.Bu arada benim ortak aradaki kırk yaşın kıçını renklendirip yutturdu bana. Tabi sonrada oltadan sallanan forsayı küreklerle tanıştırmak zevkli bir olay olsa gerekti. Tutkunları bilir orda, denizin hala karanın kıçının kokusunu alabildiği ama dokunamadığı o mesafede gürültü yoktur, misinanın sesinden başka, bıkmadan usanmadan takılır yemler, kurşunun düştüğü mesafeyle övünürsünüz ve işte o tarihi balığı yakaladığınızda Sultan Fatih bile takas etmek ister bir yüzgeciyle İstanbulun yarısını. İşin en güzel tarafıysa hiç vaktiniz olmayan o ottan bottan konuların bir anda çocukken eli sopalı huysuz bir ihtiyarın bahçesinden binbir zorlukla yürüttünüz meyveler kadar tatlı gelmesidir dilinize. Tabi balıklar taze gelin gibi naz yapmaya başladımı usta balıkçı gazoz kapağından bozma o madalyasına bok sürdürmemek için ufak ufak konuların yönünü değiştirir. Bizim oltalarında akıbeti balık yerine felsefe çekmek oldu bu yüzden ama kovaları gözümüz kesmediğinden denize doldurduk oltalardan çektiklerimizi tıka basa. Dedim'' anlat bakalım kırk yıl daha fazla içtin benden ne de olsa.'' Dedi'' Ben o kırkyılı şarap fıçısında eskitip kana kana içtim sonrada ömrümün bökrek taşlarıyla birlikte denize işedim, bu yüzden de kırk yıl daha genç içiyorum.'' Baktım adam haklı hala taze gelinler gibi nazlı kavrıyor şişenin belini, dedim ''Hadi o zaman tecrübe kıç büyüterek kazanılmaz asıl küreklere, cephane tükendi, tadı hâla damağımdayken anasonun silinmesine fırsat vermeyelim.''
|
|
|
|
|
Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|